1 Aralık 2014 Pazartesi

Hepimizin Derdi Aynı Aslında: Performans Yönetimi!







Nasıl başlasam bilemiyorum, biz zavallı profesyonellerin performans konusudan oldukça hakkı yenilmiştir. Bunun başlıca sebepleri vardır. Çoğu zaman am/yarrak kafalı yöneticinin birkaç kritere takılmasının yanı sıra bizlerin de salaklıkları eklenince doğal olarak hakkımızın yenilmesi de kaçınılmaz olmuştur. 

Ne salaklığı lan diyeceksiniz? Ne salaklığıymış yazayım.

Birinci salaklığımız, anarşist ruhumuzla hareket ediyoruz, yöneticiye sebepsiz bir şekilde mesafeliyiz.(Sana ipnelik yapmayan göt bin yaşasın, her zamanda götlük yapmıyordur ya...) Yani yönetici ile iyi ilişki kurmak yalakalık değildir mantığı bizde işlemiyor. Sonra iletişim odaklı senden yeteneksiz arkadaşın performansta senin ebeni doğurtcağına bin pişman ediyor.

Pişmanım; bende iletişim odaklı olacağım... diye kezbanların yaşadığı ilk cunnilungus orgazmı gibi ağlama sakın... Heleki pişmanlıktan ağladım numaralarına hiç girme... 

Ihım hım... 

Nerede kalmıştık.

İkinci salaklığımızda kalmışız..

Evet salak gibi reklam yapamıyoruz böyle fıtratın ta çırasını sikeyim... Malesef mandingonun yarrağı gibi keşfedilmeyi bekliyoruz. İşimizin kalitesini göstermek ortaya çıkan işi övmek nedir bihaberiz. (Burayı kezbanla bitirmeyeceğim... )

Reklam yapamamızın nedeni taaa çocukluğumuza kadar dayanmaktadır. O konuya da başka zaman girsek iyi olur.

Gelelim sonuca; kuzucuklar elbette performansı değerlendirecek yöneticinin çok büyük önemi var. Skor kültürünün olmadığı bir yerde, reklamcı kazanır. (Gavur yukarda bir resim paylaşmış) Size tavsiyem karşı ne kadar reklam yaparsa yapsın, eğer ki işinizde düzgün iseniz, olumsuz geri bildirim almıyorsanız kesinlikle olumsuzluğa düşmeyin.



Son söz yöneticiye; 

Haticeye değil evladım, neticeye zamazingola. 

Alayınızın patronuna selam ederim...

Haaa birde Atasözü koyayım...

İş arkadaşınızın karakteri "Bay Ben Yaptım" , yöneticinizin de "Vay Adamım" karakteri ise sizlere geçmiş olsun arkadaşlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder