15 Aralık 2015 Salı

Tutturmuşsunuz Kültür Diye...

Kültür nedir? 

Kültür bir işyerindeki bütün stratejileri alt üst edip sikip atan olgudur.
Yeteneğin, yetkinliğin kısaca her türlü değerin anasını beller. 

İşe alım yaparken bu adam kültürümüze uygun değil derler,
Terfi de bu adam kültürümüzden değil derler,
Küçülmede ilk önce bizim kültürümüzden olmayanları çıkartalım derler.

Kültürü başarı kültürü olmayan her işletme siyasi yandaşlığı bitince (sadece şuan için değil tüm dönemler için geçerli, sağcı-solcu-dinci farketmez) başarısını yitirecektir.

Kültür ;

Bilgi birikimi ve yeteneği olmayan işletmelerin sığınağıdır. 

Anlamayan var mı?

Alayınızın .... , yok yok, Alayınızın patronuna selam ederim.

20 Ekim 2015 Salı

İş Yerindeki Bölüm Sonu Canavarları



O şanslı sperm hücresinin zaferinin tuhaf hikayesinin başlangıcından sadece bir kesit paylaşacağım. Er ya da Dişi hepimizin bu döngüden geçtiğini varsayarak yazıyorum.

Hatırlarmısınız? 

Y kuşağı olarak commodore 64, amiga ardından 286 - 386 - 486, 133 -166 mmx... makinalarında oyunlar oynamış, uykusuz kalmış, klayve, joystik kırmışızdır. Geçmiş güzeldi , cam şişede pepsi annenin yaptığı patlamış mısır ile harman olup komşu çocuğu ile bir güzel yenirdi. Akşam saatlerinde işten dönen babanın korkusuna bilgisayarlara ara verilir, uslu çocuk olunurdu. Sonra komşunun çocuğu evine giderdi falan filan işte. Günlerden hafta sonu ise babadan binbir türlü izin alınıp geç saatte yatılır, tv'de keyf yapılırdı; Dünyalar savaşı izlenirdi. Sabah ise birden oluverirdi. 

Hey gidi içine ettiğimin geçen yılları. Ulan geçmeyeydinizde mutluluğumuzu bize bırakyadınız olmaz mıydı?

Derken geç zaman git zaman sınavların olduğu o yarrak ötesi zamana gelindi. İşte bizim nesil ilk orada gerçek hayatın bölüm sonu canavarlarını test etti. Devlet burslu yatılı okul sınavı, anadolu liseleri sınavları. Kazanırsan harika bir eğitim alıp can kardeşlerinle istikbali parlak olarak yaşayacaksın. Kazanamaz isen düz orta okul - lise buralarda köşe başlarında kalacaktın. Ne oldu harbiden? Save game, Load game yok idi. İşte burada ben sıçtım. Derken dersane + okul ve hatta üzerine spor yapıyorsan + spor takımı seni yamultuyordu. (Şimdi biraz plaza dili takılarak beyninizi sikeceğim affedin!) Level üzerine level atlasanda hayatın sana vermediği boş zamanla yıkılıyorduk... Ve nihayet o gıcık sınav vaktine gelmiş idik. İlk ciddi bölüm sonu canavarımızdı ÖSS! Girdik ama ne sikim bölümlere girdik. 10 matematik sorusu çözemeyip A.Ö.F. işletme okuyan arkadaş şirket yönetecekti ceo olacaktı adam işletmeci! Hevesi gursağında kalmasın diye yarrak bir sikim olamayacan azami satış danışmanısın diyemedim ona. (En iyi ihtimalle beynini kullanırsan muhasebecisin Lan dedim!) Pardon uzatmayım. Yarrak gibi mühendislik bölümü kazanıp yola devam ettik. Finaller de bölüm sonu canavarıydı, teorisyen hocalar da keza aynı! Ama artık tecrübeliydik. Geçtik gittik mezun olduk! ( Üniversite anıları ayrı birer konu) Ve Er kişiler için askerlik vakti idi. Geçer gider dediler, gerçekten geçti gitti! (Bu da ayrı bir konu)

Gel gelelim İş Arama sürecine, belkide hayatımız açısında big boss dediğimiz ilk ciddi rakibimiz idi. Mülakatlarda ne giyilir. Ne denir bilmiyorduk? Karşımızda IQ 50-70 arası işe yaramaz sadece güzel giyinmiş, güzel kokan bir aptal geldi. Form doldurttu. Bizi neden terich ettiniz? Sizi neden tercih edelim? Zayıf yönleriniz nedir? (Bu soruya çok güzel cevap verebilirdim ama neyse...) gibi abuk birkaç soru sordu. Ne imiş MT için ön mülakat süreciymiş. Aradan vakit geçti sıra geldi zeka testine ee tabi mühendis adamız 10 dakka sürmedi. Sonra ingilizce sınavı! O kadar frp, rpg boşuna mı oynadık. FPS'cimiyim ben lan lavuk? Onu da 10 dakkada yaptık? Son olarak bir mülakat daha derken yarrak gibi iş teklifini elimize tutuşturuverdiler.  Be amına koduklarım asgari ücretin 400 tl fazlasına domalacaksın diyorlardı. Biz de kızdık yurt dışına göç ettik! Göçmez olaydık!

Veee artık iş dünyasındayız! İşte dananın kuyruğu burada koptu. Yurt dışı dönüşü +1 sene Plaza geriye kalan + 6 sene saha+ofis+holding merkez binalarında çalıştık. Her yönetici ayrı basiretsiz resmen oyun bug'ı gibi damage işlemiyor. Cheat ile geçebiliyorduk. Ve analdım iş yerindeki bölüm sonu canavarları hayat süreçlerimizdeki tecrübelerimiz ile geçilmiyordu. Siyaset desen var. Yalakalık dersen var. Yeteneksizlik dersen var! Peki sen nasıl o koltuğa oturdun o zaman!Ya biri bu soruyu cevaplasın! Daha kendini yönetmekten aciz takıntılı antiorgazmik yaratıkların nasıl bu konumda olduklarını anlamak epey güçtü? (halen anlamadım)

Sonra kendi kendime dedim ki ? Kalk gidelim iskoçyalı; biz big boss yeneriz ama yazılımı değiştiremeyiz. Bunu yapsa yapsa Matrix'in Neosu yapar dedik. İşte o an tak etti kafama! Sistem en büyük bölüm sonu canavarı!İş yerindeki abuk yöneticileri yani bölüm sonu canavarlarını devirmemiz için önce sistemleri devirmemiz gerekiyor! İlk işimiz sağlam bir sistem ve süreçle iş yapacak ortamı yaratmaktır. Aksi halde damage/hasar işlemeyen abuk yöneticinin bize önsevişmesiz kamasutra pozisyonlarını tattıracağı gerçeğini unutmamalıyız.

Devamını sonra yazacağım.